Üretim sektörünün olmazsa olmazı, mavi yaka. Peki geçmiş döneme ait algılarla mı çalışıyoruz hala ?

Geçmişe baktığımızda, ülkemiz önemli bir iç göç yaşadı. Bu iç göç, üretim sektöründeki kurumlar için uygun maliyetli bir insan kaynağı yarattı. Ve bu “ucuz işgücü”ne alışkanlık yarattı.

Ülke değişirken, üretim sektörünün yanına güçlü bir hizmet sektörü eklendi. Hizmet sektöründeki işlerin göreceli daha uygun koşullarda ve daha az teknik ve fiziksel beceri istemesi, bu yöne bir akım başlattı.

Lise mezunu ve iş arayan bir genç olduğunuzu düşünün. Üretimde, hijyen koşullarına yeterli özeni göstermeyen, fiziksel olarak çok yorulduğunuz ve asgari ücret ödenen bir işi mi seçersiniz ? Yoksa bir AVM’de aynı ücreti veren, fiziksel ortamı daha iyi ve görece daha kolay bir işi mi ?

İşin bir de asgari ücret boyutu var.

Bizi kıskanan Avrupa’da, çalışan nüfusun %5 ile %10’u asgari ücretle çalışıyor. Oysa, son 3 yıldaki ücret artış politikasının da yardımıyla ülkede çalışanların neredeyse %50’si asgari ücretle yaşamaya çalışıyor.

Asgari ne demek, asgari ücret ne demek peki ?

Asgari; en aşağı, en düşük, en az, en azından demek. En alt düzey yani .

Asgari Ücret; İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrettir. En alt düzeyde yaşamı karşılayacak !

Üretim sektörünün “ücret” algısının değişmesi lazım. Eğer daha zor, daha teknik işler için uygun işgücü istiyorsanız, daha yüksek bir ücret sunmanız lazım.

Yoksa “mavi yaka bulamıyoruz kardeşim”e devam..

Taze ekleme: Eylül ayı açlık sınırı 13 bin 334 TL’ye, yoksulluk sınırı 43 bin 433 TL’ye yükseldi. (Türk-İş)

2023’ün ikinci yarısında geçerli olacak brüt asgari ücret tutarı 13 bin 214 lira, net asgari ücret tutarı 11 bin 402 lira olarak belirlenmiştir.