“Ya içindesindir çemberin

Ya da dışında yer alacaksın.

Kendin içindeyken

Kafan dışındaysa…”

Yeni Türkü’den aldığım ikinci yazı başlığı bu. Gençliğimde en fazla dinlediğim gruplardan biri olduğu için sanırım, bir şeyler anlatmaya başladığımda aklıma hemen bu grubun şarkılarının dizeleri geliyor.

Neyse, tatildeyken (1 haftalık bir süreye tatil denirse) öyle tatil köylerini çok sevmediğimizden dolayı, sistem dışı takıldık her zamanki gibi. Daha sakin, daha doğal sadece kendiniz olduğunuz ortamlarda dinleniyoruz, yenileniyoruz…

Öğrencilik yıllarında yukarıdaki şarkıdaki gibi “meyhane masalarında kahrolurken” sürekli sistem içi, sistem dışı; çemberin içi, çemberin dışı tartışmaları yapardık. Zaman geçti, sistemin içinde yerimi güzelce aldık ?

Biz kendimizi sistem dışı görürken, tatil yaptığımız yörede bir çiftle karşılaştık. Yaklaşık 8 ay sistemde kalan bu çift, 4 ay tamamen sistem dışına çıkıyor. Tatil yaptığımız deniz kıyısının ıssız, elektriksiz, insansız, kimsenin yaşamadığı sadece gündüz gezi teknelerinin uğradığı bir koyda yaşıyordu bu çift.

Aynı burçlara sahip olduğumuz ve burçlarımızda “özgür” ruhlu olduğumuz yazdığı için, bu çifti görünce biraz bozulmadık değil ?

Bu çift geceleri çadırlarında, bir giyim mağazası için giysi tasarlıyor ve dikiyor. Gündüzleri de ürettikleri tasarımlarını ufak bir motor ile gelen gezi yatlarına, teknelerine satıyorlar.

Ufak motorları onları dış dünyaya, daha doğrusu herşeye, sisteme ? bağlayan tek şey. Zaten karayolu ile yaşadıkları yere gitmek mümkün değil, tek yol denizden.

Bir an insan kendisini onların yerine koyuyor. Ben yapabilir miyim ? Ben böyle yaşayabilir miyim ?

4 ay elektrik yok, internet yok ?

Evet, herkesin dünyası kendine güzel, kendine uyumlu. Herkes, kendi yarattığı çemberin içinde güzel, kendi sisteminde mutlu ?

Sisteminizi bulmanız, çemberinizi bilmeniz dileğimle.

Eee yaz yazısı da ancak bu kadar uzun olabiliyor ?