Evet hiç de basit bir şey değildir mutlululuk.

Zaten basit olsa değerli olmazdı değil mi ?

Otobüste veya dolmuşta gidiyorsunuz, yanınızda “Ferrasini Satan Bilge”yi okuyan birisi. Eeee artık böyle bir kitabı okuduğuna göre olmuştur, diyorsunuz ama bir bakıyorsunuz vücut ölçüleri ile orantısız bir şekilde yayılarak oturarak, aslında sizin mutluluğunuzdan çalıyor.

Veya yoga yapan bir yöneticiniz var ama size psikolojik şiddet (moda adıyla mobbing) uyguluyor.

Türkiye’de son zamanlarda belki başka kültürlerin de etkisiyle, zor yaşamlardan saçma sapan yöntemlerle hatta eğitimlerle sıyrılma çabası başladı bence. Bu yöntemleri uygulayan, bu eğitimleri alan kişiler sonsuza kadar mutlu olacaklarına inanıyorlar. Belli bir süre sonra plasebo etkisi geçince daha büyük bir mutsuzluk dalgası geliyor ve eski mutsuzluğunuzu arar oluyorsunuz ?

Bu sahte mutluluk sektörü Amerika’dan sonra Türkiye’de de gittikçe büyüyor. Hiç bir kitap zararlı, hiçbir eğitim yararsız değildir ama eğer alıcı gerçekten uygun ve bilinçli ise…

Kimilerine göre motivasyon, bana göre “gaz verme” eğitimleri özellikle çok popüler olmaya başladı. Hatta eğitim sektörü, teknik eğitimlerin içine veya sonuna yama olarak bu tür uygulamalar ekledi. Bu tür uygulamalar tam tersi olarak eğitimlerin içeriğini boşaltma tehlikesi içeriyor…

Hayata bakışınızı değiştirmeden, bir şeylerin değişmesini dışardan beklemek her zaman en doğru veya zararsız olmayabilir…

Demek ki mutluluk basit ve kolay bulunan bir şey değilmiş. Neden, çünkü saf bir mutluluk arıyoruz çoğumuz. Mutluluğun gizi de burada zaten, saf mutlululuk diye bir şey yok.

Mutluluk, hayatımızın her anında saklı esasında. Bu anların farkına vararak, acısını da, zorluğunu da kabullenerek yaşamaya çalışırsak bu kısa hayatı, mutluluk yolunda bir adım önde oluruz.

Hayatı sadece güzel anlarla değil, tüm zorluklarıyla, acılarıyla kabullenerek yaşamak lazım.

Gülmek de lazım, ağız dolusu, ağlamak da lazım…