Köprü & Farklılıklara Ne Kadar Açığız?

Dizilerden yola çıkarak yazdığım 3. blog yazım bu.

İlk olarak “House of Cards”’tan esintileri, konuk yazar Ahmet Eryılmaz  ile birlikte

Sonra “Designated Survivor” ve yedekleme üzerine

#1861, #forbrydelsen (Cinayet) ve son olarak bu yazıya ilham olan #bron #broen (Köprü). Böylece, özellikle Danimarka kültürü ve sineması hakkında epey şey öğrendim. Buna tıpta sekonder (birincil değil artçı) yarar deniyordu sanırım. Esas konuya geçmeden, son geyik; İskandinav kültüründe biz Türklere en yakın olanlar, Danimarkalılar. Sigara, rahatlık, kuralları esnetme, bayrak v.b. aynı…

Gelelim diziye ve nereden bağlayacağıma. Dizide en çok duyacağınız cümlelerden birisi “Malmö Emniyetinden Saga Noren”. Bunu telefonu her açtığında aynı kalıbı kullanarak söyleyen, gerçek adı “Sofia Helin”’in oyunculuğu muhteşem. Dizide inanılmaz derece başarılı bir polisi oynayan Saga, aynı zamanda “duygu yoksunu” bir insan. İsveçli diye soğuk olarak düşünmeyin. Kendi ülkesinde ve Danimarka’da daha fazla, çok fazla tepki alıyor bu özelliğinden dolayı.

Diziyi izlerken sürekli şunu düşündüm: “Acaba böyle bir yeteneği, bu farklılığına rağmen, ben işe alır mıydım ?”. (Manyak İK’cı olunca böyle oluyor, dizi izlerken İK düşünüyorsun, evet). Yanıtı bir türlü veremiyorum, bu arada.

İlk yöneticisi Saga’nın gelişim alanını  biliyor ve bunu ustalıkla yönetiyor. 3. sezondaki yeni yönetici ise, bunu zayıf yön  olarak algılayıp, kızın üstüne çullanıyor.

Evet; Saga Noren’in askeriyim…

Daha fazla spoiler (bakın ben de İngilizce biliyorum) vermeden, son söz köprü severlere. Senaryo, görsellik, müzik ve muhteşem oyunculuğunun yanında bir şey daha söyleyecek olursam bu diziye ilişkin; köprü dediğin böyle olur

Farklılıklara açık bir bahar ve yaz dilerim…